Doçentlik Eser Aşamasında Başarısız Sayılma Bakımından İdari Yargı Denetimi

Doçentlik Eser Aşamasında Başarısız Sayılma Bakımından İdari Yargı Denetimi

16.04.2024

DOÇENTLİK BAŞVURUSUNDA ESER İNCELEMESİ AŞAMASINDA BAŞARISIZ SAYILMA BAKIMINDAN İDARİ YARGI DENETİMİ

Doçentlik Yönetmeliği'nin m. 6/1 hükmü açısından bakıldığında, doçentlik eser aşamasında görev alan jüri üyelerinin, müracaat eden adayın bilimsel eserlerini:

                - "Nitelik ve bilim/ sanat alanına katkısı" yönünden değerlendirmesi;

                -  Her bir eser yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapması;

                - Değerlendirme sonuçlarını da "ayrıntılı ve gerekçeli" kişisel rapor halinde hazırlaması;

                Zorunludur.

                Doçentlik Yönetmeliği m. 4/2-c bendi kapsamında "özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmak" doçentlik başvurusu ve bu unvanın kazanılması için zorunlu görülmüştür. Bu sebeple ÜAK tarafından oluşturulan bilim jürisinin, başvuruda bulunan adayın bilimsel yayın ve çalışmalarının, özgün olup olmadığını (niteliğini) ve bilim alanına katkısını değerlendirmesi ve bilimsel esaslardan hareketle somut ve objektif gerekçelerle başarılı olup olmadığına karar vermesi gerekmektedir.

                ÜAK tarafından görevlendirilen jüri üyelerinin, başvuruda bulunan adayın eserlerinin özgün/ nitelikli olup olmadığı; bilim alanına katkı sağlayıp sağlamadığını değerlendirmek konusunda takdir yetkisi bulunmakla birlikte, bu yetkinin sınırsız olduğunun kabulü mümkün değildir. Jüri üyeleri tarafından kullanılan takdir yetkisinin, başvuru sahibinin her bir eserinin ayrı ayrı değerlendirildiği, bilimsel esaslara uygun, objektif, somut ve yargı oranları tarafından denetlenebilir bir "gerekçeyi" içermesi zorunludur. Bu türden bir gerekçe mevcut olmaksızın hazırlanan jüri raporundaki kanaatin bilimsel esaslardan hareketle ortaya çıkıp çıkmadığının anlaşılabilmesi mümkün değildir.

Doçentlik Yönetmeliğine göre jüri raporları, doçentlik başvurularının olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmasına doğrudan etki eden "hazırlayıcı" idari işlemler olduğundan, bu raporların bilimsel ve hukuki açıdan isabetsiz bir şekilde hazırlanması eser incelemesi sonucuna ilişkin değerlendirmenin de hukuka ve usule aykırı bir şekilde neticelenmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle mahkemelerin görevi hukuka uygunluk denetimi olup bir idari işlemin hukuka uygunluğunun denetimi ise, Anayasa ve kanun hükümlerine, düzenleyici işlemlere, örf ve adete, hukukun genel ilkelerine ve mahkeme kararlarına uygun olup olmadığı anlamına geldiği ifade edilmektedir.

Doçentlik jürisinde görevlendirilen jüri üyelerinin kanaatlerinin yargı organları tarafından denetlenebileceği Danıştay'ın istikrarlı uygulamasında da kabul edilmektedir (Danıştay 8. D., 12.07.1991, E. 1991/210, K. 1991/1297). Danıştay'a göre; "...jüri tarafından verilen kararların, içerik itibariyle ve esas yönünden yargısal denetimleri yapılabilece[ktir]" (Danıştay İDDGK; 20.3.1992, E. 991/208 - K. 992/69, Danıştay Dergisi, S. 86. s.1l9 vd.).

Jüri değerlendirmeleri hatalı veya kasıtlı olabilir, gerçeği yansıtmayabilir. Bunun güvencesi yargı denetimidir" (Avcı, Mustafa, Doçentlik Sınavı ve Doçentlik Kadrosuna Atanma, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.17, S:1, Yıl: 2009, s. 15).

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, doçentlik eser incelemesi aşamasında başarısız sayılan adayların, bu işleme karşı -DBS marifetiyle sonucun açıklanmasından sonraki 60 gün içerisinde- Ankara İdare Mahkemeleri nezdinde iptal davası açmaları gerekmektedir.

Esaslı maddi hataların bulunması hali hariç olmak üzere -iptal davası açılmaksızın- ÜAK’a yapılacak itirazlar neticesinde başarısız sayılma neticesinin değiştirilebilmesi (idare hukuku bakımından hukuka aykırılığın “düzeltilebilmesi”) mümkün ve muhtemel değildir.

Bu sayfayı paylaş :