Akademik Kadro Başvuruları Bakımından İptal Davası Yoluyla Yargısal Denetim

Akademik Kadro Başvuruları Bakımından İptal Davası Yoluyla Yargısal Denetim

16.04.2024

AKADEMİK KADRO BAŞVURULARI BAKIMINDAN İPTAL DAVASI YOLUYLA YARGISAL DENETİM

Yüksek öğretim kurumlarının, ilan edilen kadrolara (öğretim üyesi veya diğer öğretim elemanı kadrolarına) atanacak kişilerin belirlenmesi sürecinde takdir yetkilerinin bulunduğu idare hukukunun genel prensiplerinden biri olarak kabul edilse de bu yetkinin keyfi ve sınırsız bir yetki olmadığı, bu husustaki takdir yetkisinin "kamu yararı ve hizmetin gerekleri" ile sınırlandığı izaha ihtiyaç duymayacak derecede açıktır.

     Danıştay'a göre de "[atamanın] yapılıp yapılmaması konusunda idare takdir yetkisine sahip ise de, anılan yetki mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlıdır ve bu yetkinin kullanımında hukuken geçerli sebeplere dayanılması gerekmektedir" [Danıştay 8. D., 19.12.2000 tarih, E. 1999/2720, K. 2000/8365].

       Öğretim üyeliği ilanlarına başvuru yapan adaylara ilişkin olarak 2547 s. Kanun ve ilgili Yönetmelik kapsamında jüri üyesi oluşturulmasındaki amaç, başvuru yapan adaylar arasında objektif bir değerlendirme yapılarak bilimsel ve akademik açıdan en liyakatli olanın seçilmesi ve bu yolla kamu yararının sağlanmasıdır. Nitekim Danıştay'a göre de öğretim üyeliğine atama bakımından jüri oluşturulmasındaki amaç "adayların bilimsel yeterliliklerinin yansız şekilde değerlendirilmesi"dir [Danıştay 8. D. 27.02.2006 tarih, E. 2004/6289, K. 2006/735].

       Yine bir kadroya birden fazla başvuru yapılması halinde jüri görevlendirilmesindeki amaç ise "adaylar arasında bilimsel ve akademik nitelikleri bakımından yapılacak karşılaştırmaya esas olmak üzere ...bir değerlendirme [yapmaktır]" [Danıştay 8. D., 18.01.1996 tarih, E. 1994/5583, K. 1996/101].

   Danıştay'a göre bilimsel ve akademik niteliklerin belirlenmesi bakımından "öğrenci yetiştirmek, verilen dersler, yürütülen projeler ve yapıcılık gibi nitelikler de aynı derecede öneme haiz"dir [Danıştay 8. D., 08.10.2020 tarih, E. 2016/14606, K. 2020/4217].

Danıştay tarafından da kabul edildiği üzere:

- "tek başına yurt dışı yayın yapmış olmak mutlak üstünlük sağlama[z]" [Danıştay 8. D., 09.11.1998 tarih, E. 1998/4075, K. 1998/3593].

- “bilimsel ve akademik faaliyetlerin sadece Science Citation Index'e (SCI) girmiş yayın sayısı ve yapılan atıflarla sınırlı tutulama[z]" [Danıştay 8. D., 08.10.2020 tarih, E. 2016/14606, K. 2020/4217].

     Ayrıca, öğretim üyeliğine atanma bakımından -birden fazla adayın başvurduğu durumlarda- tek ölçüt yayın sayısı ve akademik faaliyet puanı olsaydı, adayların akademik yayınlarına ve çalışmalarına ilişkin olarak jüri görevlendirmesinin hukuki bir anlamı ve değeri olmazdı ve jüri görevlendirilmesine gerek de bulunmazdı.

    Danıştay kararlarında da isabetli bir şekilde ortaya konulduğu üzere, öğretim üyeliği kadrolarına atanmada yegâne/ mutlak ölçüt, bilimsel yayın sayısı ve puanlama olmayıp, atamanın yapılacağı birimdeki ihtiyaç ve bu birimde yürütülen akademik/ idari faaliyetlerin de dikkate alınması ve kamu yararına ve hizmetin gereklerine en uygun adayın tercih edilmesi gerekmektedir.

      Öğretim üyeliği (ve diğer öğretim elemanı) kadrolarına yapılan başvurular bakımından, atama yapılmaması halinde 60 gün içerisinde idare mahkemesinde iptal davası açılmak suretiyle idarenin takdir yetkisini kamu yararına ve hizmetin gereklerine uygun kullanıp kullanmadığı hususunda yargısal denetim yapılabilecektir.

Bu sayfayı paylaş :